EKMEK
Çiftçi sürer tarlayı,
Sonra eker buğdayı,
Boy verir azar azar,
Saplar gittikçe uzar.
Başaklar olgunlaşır,
İçleri dolgunlaşır.
Yazın artınca sıcak,
Sararır her bir başak.
Biçerler ekinleri,
Şenlenir harman yeri.
Olup bitince harman,
Ayrılır buğday saptan.
Bitmedi işler gene,
Oradan değirmene,
Buğdayı götürürler.
Değirmen taşı döner,
Ezer un yapar bunu.
Fırınlar alır unu,
Su, maya kor yoğurur,
Yapar bir güzel hamur,
Sonra fırına atar,
Pişirir, bize satar.
Güzel kokulu ekmek,
Olmaz seni sevmemek,
Sensin yemeklere baş,
Her yemeğe arkadaş.
Hasan Ali YÜCEL
TUTUMLU ÇOCUK
Damla damla akan sudan,
Koca göller dolup taşar.
Tutumsuzlar kalır yolda,
Tutumlular dağlar aşar.
Biz tutumlu çocuklarız,
Para dolu kumbaramız.
İnsanlar kara günde,
Kimseye el açmamalı.
Çalışmalı, kazanmalı,
Hiçbir işten kaçmamalı.
Biz tutumlu çocuklarız,
Para dolu kumbaramız.
Hakkı SUNAT
MEYVELERİMİZ-YEMİŞLERİMİZ
Portakal
Portakal tatlı serin
Başıdır yemişlerin.
Onda güneşin rengi,
Parlar gibidir sanki.
Elma
Elmayı bilmeyen kim?
Odur, en çok sevdiğim.
Rengi alev kırmızı,
Açar iştahımızı.
Armut
Armudu unutmayın,
Onu da baştan sayın.
Ne güzeldir kokusu,
İçi dolu ballı su.
Üzüm-İncir
Üzümle incir ikiz,
Onlardan vazgeçemeyiz,
Yaz güneşinde olmuş,
İçine şeker dolmuş.
Fındık-Badem-Ceviz
Fındıkla badem, ceviz,
Severek yediğimiz.
Üç arkadaş yemiştir,
Her tadan özlemiştir.
Kestane
Hoş değil mi kestane?
Alırsın tane tane.
Sırtlarını çizersin,
Kızgın küle dizesin.
Pişsin tatlı tatlı ye,
En güzel besin diye.
Bütün meyveler
Bu güzelim meyveler,
Bu güzelim yemişler,
Yurdumuzun malıdır,
Her yiyen kuvvet alır.
ÇocuklarTutum haftası geldi,
Bizlere neşe verdi.
Yerli yemişlerimiz,
Hep birden dile geldi.
Elma
Amasya elmasıyım,
Meyvelerin başıyım.
Al sarı yanağım var,
Beni yersen kan yapar.
Armut
Ankara memleketim,
Koyu sarıdır rengim,
Isırınca pek yarar,
Yiyenlere can katar.
Üzüm
İzmir’in üzümleri,
Sevilmez mi arkadaş?
İnsanlara pek yarar,
Kurusu var yaşı var.
Fındık
Giresun zengin olsun,
Cebiniz fındık dolsun.
Kırılır çıtır çıtır,
Hem besler, hem ısıtır.
Ceviz
Cevizi de unutma,
Beslenmek zorundasın.
Pestiline sar da ye,
Kuvvet versin diyorsan.
Portakal
Portakal sulu sulu,
İçi vitamin dolu.
Adana, kozan, dörtyol,
Git ağaçtan ye bol bol.
Mandalina
Adımdır mandalina,
Sağlık veririm sana.
Pek sevimli meyveyim,
Bol bol yiyin bakalım.
Nar
Çiçek olur açılırım,
Mercan gibi saçılırım.
Hastaya nar sorulmaz,
Şurubuna doyulmaz.
Kayısı
Malatya kayısısı,
Yemişlerin nazlısı
Pestili de yapılır,
Yiyenler pek bayılır.
Şeftali
Bursa’nın şeftalisi,
Kilodur bir tanesi.
Şeftaliyi kim sevmez,
Tadına doyum olmaz.
Ayva
Sarı sarı rengim var,
Ne güzel de kokarım.
İstersen reçel yap ye,
İstersen kompostomu.
ÇocuklarKutlu olsun hafta bize,
Meyveler geldi dile.
Hepinizi seveceğiz,
Güzel güzel besleneceğiz.
Kestane
Kestaneyi istersen,
Kavurup da yersin sen,
İstersen suda haşla,
Onun tadı da başka.
İncir
Tatlı Aydın inciri,
Pek güzel iri iri.
Hurma alma, incir al,
Ağzına aksın bal.
13 Eylül 2007 Perşembe
MEYVELER DİLE GELDİ
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Thomas Edison (1847 - 1931)
İnsanlık tarihinin en büyük mucitlerinden biri olan Thomas Edison, 1847’de Amerika’nın Ohio eyaletinde dünyaya geldi. Yedi yaşındayken ailesiyle birlikte Michigan'daki Port Huron'a yerleşti ve ilköğrenimine burada başladı. Fakat başladıktan yaklaşık üç ay sonra algılamasının yavaşlığı nedeniyle okuldan uzaklaştırıldı. Bundan sonraki üç yıl boyunca özel bir öğretmen tarafından eğitildi. Son derece meraklı ve yaratıcı kişiliğe sahip bir çocuk olan Edison, 10 yaşına geldiğinde kendisini fizik ve kimya kitaplarına verdi. Oniki yaşına geldiğinde ailesine yardım etmek için Port Huron ile Detroit arasında çalışan trende gazete satmaya başlayan Edison, evlerindeki laboratuvarını trenin yük vagonuna taşıyarak, çalışmalarını burada sürdürdü. Bu dönemde Edison; Michael!Faraday’ın “Experimental Research in Electricity” adlı yapıtını okudu ve derinden etkilendi. Bunun üzerine bir yandan Faraday'ın deneylerini tekrarladı bir yandan da kendi deneylerine ağırlık vererek daha düzenli çalışmaya ve notlar tutmaya başladı. 1868'de kendine atölye kurdu ve aynı yıl geliştirdiği elektrikli bir oy kayıt makinasının patentini aldı. Aygıt oldukça ilgi topladı ama kimse tarafından satın alınmadı. Tüm parasını yitiren Edison Boston'dan ayrılarak New York'a yerleşti. Edison’un şansı altın borsasının düzenlenmesinde kullanılan telgrafın bozulması üzerine döndü. Borsa yetkililerinin istemi üzerine aygıtı ustaca tamir eden Edison Western Union Telegraph Company'den geliştirilmekte olan telgraflı kayıt aygıtları üzerinde yetkinleştirme çalışması yapma önerisi aldı. Bunun üzerine bir arkadaşı ile birlikte Edison Universal Stock Printer mühendislik şirketini kurdu. Ve sattığı patentlerle kısa sürede önemli bir servet edindi. Bu parayla New Jersey'deki Newark'ta bir imalathane kurarak telgraf ve telem aygıtları üretmeye başladı. Bir süre sonra imalathanesini kapatarak New Jersey'deki Menlo Park'ta bir araştırma laboratuvarı kurdu ve tüm zamanını yeni buluşlar yapmaya yönelik çalışmalara ayırdı. Edison, 1876'da Graham Bell'in geliştirdiği konuşan telgraf üzerinde çalışmaya başladı. Aygıta karbondan bir iletici ekleyerek telefonu yetkinleştirdi. Ses dalgalarının dinamiği üzerine yaptığı bu çalışmalardan yararlanarak 1877'de sesi kaydedip yineleyebilen gramafonu geliştirdi. Geniş yankı uyandıran bu buluşu ününün uluslararası düzeyde yayılmasına neden oldu.
1878'de William Wallace'in yaptığı 500 mum güçündeki ark lambasından etkilenen Edison, bundan daha güvenli olan ve daha ucuz bir yöntemle çalışan yeni bir elektrik lambasını geliştirme çalışmasına girişti. Bu amaçla açtığı bir kampanyanın yardımıyla önde gelen işadamlarının parasal desteğini sağladı ve Edison Electric Light Company'yi kurdu. Oksijenle yanan elektrik arkı yerine havası boşaltılmış bir ortamda (vakum) ışık yayan ve düşük akımla çalışan bir ampul yapmayı tasarlıyordu. Bu amaçla 13 ay boyunca flaman olarak kullanabileceği bir metal tel yapmaya uğraştı. Sonunda 21 Ekim 1879'da özel yüksek voltajlı elektrik üreteçlerinden elde ettiği akımla çalışan karbon flamanlı elektrik ampulünü halka tanıttı. Üç yıl sonra New York sokakları bu lambalarla aydınlanacaktı.
İki kez evlenerek altı çocuk sahibi olan Edison 1931 yılında New Jersey’de hayata gözlerini yumdu.
1878'de William Wallace'in yaptığı 500 mum güçündeki ark lambasından etkilenen Edison, bundan daha güvenli olan ve daha ucuz bir yöntemle çalışan yeni bir elektrik lambasını geliştirme çalışmasına girişti. Bu amaçla açtığı bir kampanyanın yardımıyla önde gelen işadamlarının parasal desteğini sağladı ve Edison Electric Light Company'yi kurdu. Oksijenle yanan elektrik arkı yerine havası boşaltılmış bir ortamda (vakum) ışık yayan ve düşük akımla çalışan bir ampul yapmayı tasarlıyordu. Bu amaçla 13 ay boyunca flaman olarak kullanabileceği bir metal tel yapmaya uğraştı. Sonunda 21 Ekim 1879'da özel yüksek voltajlı elektrik üreteçlerinden elde ettiği akımla çalışan karbon flamanlı elektrik ampulünü halka tanıttı. Üç yıl sonra New York sokakları bu lambalarla aydınlanacaktı.
İki kez evlenerek altı çocuk sahibi olan Edison 1931 yılında New Jersey’de hayata gözlerini yumdu.
7 yorum:
artık kendini aşmışsın orkun a başarılar dileriz...........m. e . y.e. m.f. aaaaaaaaaaaaaaaaa
sizlerin ilgisi ile daha iyi şeyler yapmaya çalışıyorum.tşklll.
BİŞEYYYYYYYYYYYYYYY DÖĞÖLLLLLLLLLLLLLLLL CİM BOM
2 sıra geriledin niiiyyyyyeeeeeeeeeeeee m.d
2 sıra geriledin niiiyyyyyeeeeeeeeeeeee m.d
O RESMİ HEMEN KALDIR. KARİZMAYI ÇİZDİRİYON
birader kaldır dedik yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
Yorum Gönder