Google

29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun

29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun

6 Ekim 2007 Cumartesi

ŞİİRLERDE ATATÜRK

MUSTAFA KEMAL

Mustafa Kemal'i gördüm düşümde,
Daha, diyordu.
Uğruna şehit olasım geldi hemen
Sabaha, diyordu.

Al bir kalpak giymişti al,
Al bir ata binmişti, al,
Zafer ırak mı ? dedim,
Aha, diyordu.
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
(ALINTIDIR.)

ATATÜRK'ÜN RESMİ

Kürsünün üstünde bir resim;
Gözleri denizlerden mavi,
Bakışları güneşlerden sıcak.
Bu resimle başlar bizim günümüz,
Kıvançla dolar, taşar gönlümüz.
Öğretmenimiz kürsüde
Verdiği dersi
Dinler bizimle birlikte,
Atatürk'ün resmi.
Çalışkanız çünkü
Çalışınca,
Bakarız. Atatürk güldü.
Bir yanlışlık yaparsak,
Bulutlanır gözleri,
Anlarız Atatürk üzüldü.
(ALINTIDIR.)

ATATÜRK

Düşmanların elinden
Bizi kurtaran sensin.
Bu toprağı yeniden
Özenle kuran sensin.

Ünümüzü dünyaya
Mertçe duyuran sensin.
Gündüz gün, gece aya
Benzer kahraman sensin.

Adını büyük, küçük
Anıyoruz her zaman,
Adı büyük Atatürk
Anlı şanlı kahraman.

Nabzımızda atansın
Ey ! ölmeyen atamız.
Gönlümüzde yatansın
Seni unutamayız.

Mehmet Necati ÖNGAY(ALINTIDIR.)

ATATÜRK

Yapraklar dökülür kasımlarda,
Yeller uğuldar vadilerde, ne çıkar,
Bir özgürlüksün çağlara en güzelinden,
Sen bayrak bayrak fikirsin,
Ölüşün diriliştir yeniden.
Başak saçlarında Anadolu'm,
Gözlerinde yurdumun denizleri,
Sen yarınlara uzanmış ışık,
Savaşta kartal, barışta defne çelengi,
Sen sonu yenmiş zamansın.
Sende çarpar, sende düşünür Türkiye'm,
Sende büyür kucaklar,
Ulusun beyni, toprağın yüreği,
Kemal Paşam, Atatürk'üm !
Sen mayıslarda doğan güneş,
Evrenimin sabahı, damarımın kanı,
Sen mavilerde yeşeren yapraksın,
Bir yolsun sevgi, sevgi
Sen her mevsimde açan baharsın!

M.Güner DEMİRAY(ALINTIDIR.)

ATATÜRK GÜLÜMSEDİ

Atatürk gülümsedi öğretmenim
Biz sınıfa girince
Dağıldı kara bulutlar
Açıldı gonca.

Baktı ki okul yenidir
Siz yenisiniz, düşünceler yeni
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Saklıyamadı sevincini.

Baktı ki gençsiniz, bilgili
Eğitiyorsunuz yolunca, yöntemince
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Sevindi onca.

Baktı ki karışmış aramıza,
Çiziyorsunuz yolu,
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Gözleri dolu dolu.

Anlaşılan bütün yaz.
Atatürk gözünü kırpmamış,
Çünkü boşmuş sıralar,
Çünkü harf okunmamış.

Kapkara bulutlar inmiş
Işıklı gözlerine.
Bora gibi, fırtına gibi Atatürk'üm
Sanırım yönelmiş bilgisizliğe.

Ama baktı ki gün doğmuş,
Bir koşu varmışız okula
Özlemle açılmış kitaplar,
Bir iştah, kızda oğlanda.

Baktı ki zil çalmış,
Sınıfa girmişsiniz
Bütün bakışlar sizde
Günaydın demiş.

Derse başlıyorsunuz
Sımsıcak bir sevgi gözlerinizde.
Baktı ki Türkiye'si Türkiye'miz
Aydın ufuklarda yürüyor hızla.

Atatürk gülümsedi öğretmenim
Övünüyor bizle.
Dağıldı kara bulutlar
Biz sınıfa girince.

Atatürk gülümsedi öğretmenim
Kürsüde kendini görünce.

Talat TEKİN(ALINTIDIR.)

ATATÜRK'TEN SON MEKTUP

Siz beni halâ anlamadınız
Ve anlamayacaksınız çağlarca da…
Hep tutturmuş "Yıl 1919, Mayıs'ın 19'u diyorsunuz
Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övüyorsunuz.
Mustafa Kemal'i anlamak bu değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

Bırakın o altın yaprağı artık,
Bırakın rahat etsin anılarda şehitler.
Siz bana, neler yaptınız ondan haber verin.
Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin ?
Mustafa Kemal'i anlamak yerinde saymak değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

Bana, muştular getirin bir daha,
Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan…
Kuru söz değil, iş istiyorum sizden anladınız mı ?
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı ?
Mustafa Kemal'i anlamak avunmak değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

Halâ, o, acıklı ağıtlar dudaklarınızda,
Halâ oturmuş, 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz.
Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın !
Uluslar, fethine çıkıyor, uzak dünyaların…
Mustafa Kemal'i anlamak göz boyamak değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız ;
Laboratuarlarda sabahlayın, kahvelerde değil.
Bilim ağartsın saçlarınızı… Kitaplar…
Ancak, böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar…
Mustafa Kemal'i anlamak ağlamak değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü…
Görüyorum ki, halâ aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş,
Birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken.
Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen ?
Mustafa Kemal'i anlamak itişmek değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla
Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla.
Bu vatan, bu canım vatan, sizden çalışmak ister,
Paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter !
Mustafa Kemal'i anlamak aldatmak değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

ATATÜRK

Adını adımdan önce,
Heceledim, öğrendim,
Duvarları, kitapları,
Senin resminle beğendim.

Binbir biçim içinden,
Bir anda seçerim yüzünü,
Kimse alamaz içimden,
Gözlerinin gündüzünü.

Bütün bildiklerimden,
daha yakınsın yüreğime,
Alfabeyi hecelerken,
"Atatürk" yakıştı elime.

Seni yazdım, okudum,
Seni belledim yürekten,
Her törende birlikteyiz,
Bayrağın içinde sen, ben.

Daha iyi anladım her yıl,
Açıldıkça düşüncelerim,
İlk sevgim büyür, büyür de,
Seni daha da severim.

Her yön sen olursun sen,
Kitap, tren, şapka, kravat,
Sen Türkiye'mi uçuran,
En büyük tanrısal kanat.
Her On Kasım'da gözlerimiz,
Bir daha ağlarken sana,
Bir kez daha inanırız,
Her yerde yaşadığına.

İbrahim Zeki BURDURLU
(ALINTIDIR.)

TÜRK MARŞI
TÜRKÜM ATATÜRKÜM

Bu vatan bizimdir böyle biline,
Kadını yaşlısı Mehmetçiğiyle,
Çanakkale'deki boğazı ile
Söyledi cihana geçilmez diye.

İstikbal göklerde diyen irade,
Cihanda emsali var mı? Nerede?
Dünya var oldukça söyle her yerde
Söyle ki ; "Ne Mutlu Türküm Diyene."


Samsunun ufkunda doğdu o güneş,
Yurdumun bağrını sarınca ateş,
Tüm ulus cephede yan yana kardeş,
Ya ölüm ya kalım tek hedef diye.

İstikbal göklerde diyen irade,
Cihanda emsali var mı? Nerede?
Dünya var oldukça söyle her yerde
Söyle ki ; "Ne Mutlu Türküm Diyene."


Erzurum ve Sivas kongresiyle,
Uğraştı dünyanın meselesiyle,
Milletle beraber gür nefesiyle,
Haykırdı ilk hedef Akdeniz diye.

İstikbal göklerde diyen irade,
Cihanda emsali var mı? Nerede?
Dünya var oldukça söyle her yerde
Söyle ki ; "Ne Mutlu Türküm Diyene."


Dahi başkumandan becerisiyle,
Dumlupınar Afyon İnönü'süyle,
Tüm vatan sulandı al kanlar ile
Ezelden ebede hür olsun diye.

İstikbal göklerde diyen irade,
Cihanda emsali var mı? Nerede?
Dünya var oldukça söyle her yerde
Söyle ki ; "Ne Mutlu Türküm Diyene."

Ağlıyorken ulus hep için için,
Cumhuriyet kurup istiklal için,
Gençliğe emanet hitabe niçin?
Okuyup okutup savunsun diye.

İstikbal göklerde diyen irade,
Cihanda emsali var mı? Nerede?
Dünya var oldukça söyle her yerde
Söyle ki ; "Ne Mutlu Türküm Diyene."

Hayatta hakiki mürşit ilimdir,
Benim güzel Türkçem ana dilimdir,
Motiflenmiş yurdum tıpkı kilimdir,
Huzurla kardeşçe yaşansın diye.

İstikbal göklerde diyen irade,
Cihanda emsali var mı? Nerede?
Dünya var oldukça söyle her yerde
Söyle ki ; "Ne Mutlu Türküm Diyene."

Zeki İ. KIZILIŞIK(ALINTIDIR.)

Hiç yorum yok:

Thomas Edison (1847 - 1931)

İnsanlık tarihinin en büyük mucitlerinden biri olan Thomas Edison, 1847’de Amerika’nın Ohio eyaletinde dünyaya geldi. Yedi yaşındayken ailesiyle birlikte Michigan'daki Port Huron'a yerleşti ve ilköğrenimine burada başladı. Fakat başladıktan yaklaşık üç ay sonra algılamasının yavaşlığı nedeniyle okuldan uzaklaştırıldı. Bundan sonraki üç yıl boyunca özel bir öğretmen tarafından eğitildi. Son derece meraklı ve yaratıcı kişiliğe sahip bir çocuk olan Edison, 10 yaşına geldiğinde kendisini fizik ve kimya kitaplarına verdi. Oniki yaşına geldiğinde ailesine yardım etmek için Port Huron ile Detroit arasında çalışan trende gazete satmaya başlayan Edison, evlerindeki laboratuvarını trenin yük vagonuna taşıyarak, çalışmalarını burada sürdürdü. Bu dönemde Edison; Michael!Faraday’ın “Experimental Research in Electricity” adlı yapıtını okudu ve derinden etkilendi. Bunun üzerine bir yandan Faraday'ın deneylerini tekrarladı bir yandan da kendi deneylerine ağırlık vererek daha düzenli çalışmaya ve notlar tutmaya başladı. 1868'de kendine atölye kurdu ve aynı yıl geliştirdiği elektrikli bir oy kayıt makinasının patentini aldı. Aygıt oldukça ilgi topladı ama kimse tarafından satın alınmadı. Tüm parasını yitiren Edison Boston'dan ayrılarak New York'a yerleşti. Edison’un şansı altın borsasının düzenlenmesinde kullanılan telgrafın bozulması üzerine döndü. Borsa yetkililerinin istemi üzerine aygıtı ustaca tamir eden Edison Western Union Telegraph Company'den geliştirilmekte olan telgraflı kayıt aygıtları üzerinde yetkinleştirme çalışması yapma önerisi aldı. Bunun üzerine bir arkadaşı ile birlikte Edison Universal Stock Printer mühendislik şirketini kurdu. Ve sattığı patentlerle kısa sürede önemli bir servet edindi. Bu parayla New Jersey'deki Newark'ta bir imalathane kurarak telgraf ve telem aygıtları üretmeye başladı. Bir süre sonra imalathanesini kapatarak New Jersey'deki Menlo Park'ta bir araştırma laboratuvarı kurdu ve tüm zamanını yeni buluşlar yapmaya yönelik çalışmalara ayırdı. Edison, 1876'da Graham Bell'in geliştirdiği konuşan telgraf üzerinde çalışmaya başladı. Aygıta karbondan bir iletici ekleyerek telefonu yetkinleştirdi. Ses dalgalarının dinamiği üzerine yaptığı bu çalışmalardan yararlanarak 1877'de sesi kaydedip yineleyebilen gramafonu geliştirdi. Geniş yankı uyandıran bu buluşu ününün uluslararası düzeyde yayılmasına neden oldu.
1878'de William Wallace'in yaptığı 500 mum güçündeki ark lambasından etkilenen Edison, bundan daha güvenli olan ve daha ucuz bir yöntemle çalışan yeni bir elektrik lambasını geliştirme çalışmasına girişti. Bu amaçla açtığı bir kampanyanın yardımıyla önde gelen işadamlarının parasal desteğini sağladı ve Edison Electric Light Company'yi kurdu. Oksijenle yanan elektrik arkı yerine havası boşaltılmış bir ortamda (vakum) ışık yayan ve düşük akımla çalışan bir ampul yapmayı tasarlıyordu. Bu amaçla 13 ay boyunca flaman olarak kullanabileceği bir metal tel yapmaya uğraştı. Sonunda 21 Ekim 1879'da özel yüksek voltajlı elektrik üreteçlerinden elde ettiği akımla çalışan karbon flamanlı elektrik ampulünü halka tanıttı. Üç yıl sonra New York sokakları bu lambalarla aydınlanacaktı.
İki kez evlenerek altı çocuk sahibi olan Edison 1931 yılında New Jersey’de hayata gözlerini yumdu.